Bizi takip edin!

TEKNOLOJİ

‘Yeni teknolojiler Anadolu’nun köylerinden çıkacak

Teknolojide bugüne kadar Silikon Vadisi devrimi yaşandığına dikkat çeken Ian Pearson, bundan sonraki sürekçe yeni teknolojilerin Anadolu’nun herhangi bir köyünden çıkacağını belirterek ekliyor: Artık top bilgisayarın başından kalkmayan tiplerin yerine sıradan insanlara geçiyor.

02 Eylül 2018

Gelecekte bizi hangi teknolojiler bekliyor? İnsanlık yeni nesil teknolojilerle kontrol altına mı alınıyor? Yoksa işsiz mi kalacağız? Bu dönüşümde Türkiye ne gibi rol üstlenecek? Berlin’de düzenlenen uluslararası tüketici elektroniği fuarı IFA bütün bu soruların cevabını bulmak için inanılmaz sürpriz yaptı. Dünyaca ünlü İngiliz fütürist Dr. Ian Pearson ile yollarımız Beko standında kesişti. Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu ile geleceğin teknolojileri üzerine bir sunum yapan Ian Pearson ile toplantı sonrası konuşma imkânı bulduk. Açıkçası benim gibi teknolojinin karanlık tarafına odaklananları rahatlatacak açıklamalarda bulundu Pearson. Pearson’a göre teknolojiye erişimde zengin fakir ayrımı kalkacak. Teknolojiyle birlikte sosyalleşme daha da artacak. Silikon Vadisi ise yerini Türkiye gibi ülkelerden çıkacak girişimlere bırakacak.

TEKNOLOJİ İNSANLARI SÖMÜRMESİN DİYE ETİK KURULLAR OLUŞTURULUYOR

*10-15 yıl sonrasını düşünürsek, teknolojiler hayatımızda ne kadar yer edinecek?
Dünyanın çoğu teknolojiye erişim sahibi olacak. Çünkü görüyoruz ki teknolojinin maliyeti hızla düşmekte. Bu IT’nin herhangi bir dalı için de geçerli. Belki arada 3-4 yıl fark oluyor. Yani zenginlerin teknolojiyi kullanmaya başlamasıyla yoksulların kullanmaya başlaması arasında erişim anlamında bir gecikme olabiliyor. Ama yine de herkes kullanacak diye düşünüyorum. Çünkü dünya genel olarak daha zenginleşiyor. Ve artık aşırı yoksulluk içerisinde yaşayan kişi sayısı daha az. O yüzden 10 yıl içerisinde herkesin teknolojiye erişimi olur diye düşünüyorum.

*Teknolojinin iyi yanlarının yanı sıra karanlık bir tarafı da var. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Elbette teknolojinin hem olumlu hem de olumsuz yanları var. Ama bana sorarsanız olumlu yanları daha fazla. Yapay zekâ anlamında IT şirketleri etik komiteler kurmaya başladılar. Böyle şeyler olmasın diye. Teknolojinin insanları sömürmemesi, baskı altına almaması için çalışıyorlar. Bunlardan en güzel örneklerden biri Beko. Beko etik bir temelde insanların hayat kalitesini desteklemeye çalışıyor. Elbette karanlık yüzü de ihtimal dâhilinde. Ancak mühendisler ürün geliştirirken bu konuya dikkat edip direnç gösteriyor.

*Bazı Avrupa ülkelerinde şirketler çalışanlarına çip takıyor. Etik anlamda bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben mesela kendime hayatta çip taktırmam. Zaten bu çok eski bir teknoloji. 2001 yılında ben “aktif deri teknolojisi” diye bir teknoloji geliştirdim. Deri yüzeyine görünmeyecek kadar küçük elektronik cihaz yerleştirdim. Medikal kullanımı olan, fitnes yaptığınızda bilgi verebilecek bir şeydi. Ama mikroskopik teknolojiler hayatımızda artık. Çip 20. yüzyılda kaldı. 21. yüzyılın teknolojisi değil. O anlamda kadük bir teknoloji. Ama insanların çip takmaya zorlanması etik değil tabi. Mesela benim evde beslediğim kedide çip var ama insanlara çip takılmasını etik bulmuyorum. İnsan haysiyetine, onuruna aykırı. Ama eğer çip taktıracağım diyorsan o zaman kol saatine taktır. Niçin illa vücuduna takıyorsun ki? Bu insanları nesneleştirmek manasına gelir.

*Sürekli akıllı şehirlerden bahsediyoruz. Firmalar da bu konuda ciddi çalışmalar yapıyor. Bu alanda gelecekte bizi bekleyen yeni teknolojiler neler?
Bunun en güzel örneği kendi kendine giden otonom sürüşlü araçlar olur herhâlde. Sürücüsüz otomobiller akıllı şehirlerin çok önemli bir parçası olacak. Düşünün ki araç kapının önünden sizi alıp gideceğiniz yere kadar götürecek. Bu sizin sosyal hayata daha fazla katılmanız anlamına geliyor. Diyelim ki yaşlı bir insanın otobüs durağına 2 km yürümesi gerekiyor. Ama artık buna gerek kalmayacak. Araba onu kapısının önünden alacak. Bu şekilde insanlar siyasi ve sosyal aktivitelere katılabilecek. Hayat kalitesini artıracak.

MARS’A GİTMEK İÇİN DAHA 25 YIL VAR

*Üzerinde çalıştığınız teknolojiler var mı?
Pek çok alanda her gün çalışıyorum. Uzay teknolojileri bunlarda biri. Mesela Mars’a nasıl gidilir? Bunun için yeni teknolojiler geliştiriyoruz ama oraya gitmemiz için daha 25-30 yılımız var. Ayrıca materyal teknolojisi, kendi kendini temizleyen yüzeyler ve moda teknolojileri gibi pek çok konuda her gün kafa yoruyoruz.

*Artırılmış gerçeklik, yapay zekâ vs. bir yandan insanların hayatını kolaylaştırırken aynı zamanda insanları sosyalleşmekten de alıkoyuyor. Filmlerde de görüyoruz, insanlar evlerine kapanıp farklı dünyalarda yaşamaya başlıyorlar. Bu konuda ne dersiniz?
Evet, cep telefonu ve tablet bizi izole etti ama ben bunların geçici olduğunu düşünüyorum. Ancak otonom araçlar ve yapay zekâ bunlar aslında bizi ekrana yapışmaktan kurtaran, özgürleştiren şeyler. Aslında bunlar yeni istihdam alanları da doğruyor. İdari kâğıt işleri, dosyaları bilgisayara yükleme işini yapay zekâya yaptırıyorsunuz. Böylece insanların etkileşim kuracak vakti oluyor. Teknolojinin gelişmesi aynı zamanda teknolojiyi daha da insancıl hâle getiriyor. Bu anlamda Türkiye’de bir rol oynayabilir. Çünkü şimdiye kadar teknoloji dediğiniz şey Silikon Vadisi devrimiydi. Ama Silikon Vadisi’ndeki insanlar insani becerilerde dünyanın diğer başka yerlerindeki kişilerden daha yetenekli daha donanımlı filan değil. Demek istediğim şu: Artık top bilgisayarın başından kalkmayan tiplerin yerine sıradan dünyanın bambaşka yerlerindeki sıradan insanlara geçiyor.

*Yani yeni teknolojiler Anadolu’dan mı çıkacak?
Evet tam da demek istediğim bu. Yeni teknoloji Anadolu’nun herhangi bir köyünden çıkabilecek. Yapay zekâ araştırmayı ve bilim kısmını üstlenecek. Sıradan insanlar ise kendi muhitlerinde ne gerekiyor, orada yaşayan insanlara ne lazım kendisi en iyi bileceği için onlar bunu düşünüp yapacaklar. İşini külfeti robotlara, yapay zekaya kalacak. Ama insanlar birbirine yardım edecekler, bu konuda bir şeyler gerçekleştirecek.

İĞNENİN KONUMU BİLE TESPİT EDİLECEK

Lokasyon teknolojileri gelecekte kilit rol üstlenecek. Konum nokta atışı olarak belirlenebilecek. Bu, robotik teknolojiler açısından da çok önemli. Veya yemek pişirme teknolojileri açısından diyelim. Mutfakta bir şeyin yerini milimetrik olarak tespit edebileceksiniz. Pek çok yeni hizmetleri beraberinde getirecek. Bunu artırılmış gerçeklikle bağlayabilirsiniz. Bu şekilde drone’ların gün gelip de bizim mutfaklarımızda temizlik yaptığında nere, nerede, hangi yüzey silinecek, tespit edilmeyi kolaylaştıracak.

KİMDİR?

Dr. Ian Pearson, 27 yıldır teknoloji, iş, toplum, politika ve çevre alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve geleceğe yönelik tahminlerde bulunuyor. Havacılık, sibernetik, elektronik, kozmetik alanında çalışmalar yapan Pearson’ın mesajlaşma, kontak lens, otonom sürüş ve uzay yolculuğu alanında 1.800’den fazla buluşu var. Bugüne kadar 8 kitap yazan Pearson aynı zamanda İngiliz Bilgisayar Topluluğu, Dünya Sanat ve Bilim Akademisi ile Dünya İnovasyon Vakfı Üyesi.

Yorumlar

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

 

 

[vivafbcomment]

GENEL

Beykoz’da büyük ödüllü 5. Fotoğraf Yarışması başlıyor

Beykoz Belediyesi ve Türkiye Fotoğraf Vakfı iş birliği ile düzenlenen “Beykoz Belediyesi 5. Fotoğraf Yarışması” başlıyor.

Geleneksel hale gelen yarışma, ilçeyi cazip hale getirmeyi, coğrafi konumu ve doğal güzellikleriyle geçmişten bugüne İstanbul’un gözbebeği olan ilçenin tanıtımına ulusal düzeyde katkı sağlamayı amaçlıyor.

Beykoz Belediyesi 5. Fotoğraf Yarışması başlıyor

TOPLAM 377 BİN 500 TL ÖDÜL

Fotoğraf sanatına gönül veren tüm amatör ve profesyonellerin katılımına açık olarak düzenlenen organizasyonda dereceye girenler toplamda 377 Bin 500 TL ile ödüllendirilecek.

SON BAŞVURU 1 KASIM

Beykoz Belediyesi 5. Fotoğraf Yarışması’na başvurular yalnızca online olarak www.turkiyefotografvakfi.org adresinden yapılacak ve 1 Kasım 2023 tarihine kadar devam edecek.

4 KATEGORİDE EN GÜZEL KARELER SEÇİLECEK

İlçenin farklı mekânlarını, insanını, mevcut sosyal, ekonomik ve kültür hayatını en güzel karelerle kayıt altına alacak organizasyon “Serbest”, “Kurgu”,  “Foto Öykü” ve “Drone” kategorilerinde tertip edildi.

Yarışmaya gönderilen fotoğraflar aralarında ünlü foto muhabiri Coşkun Aral’ın yanı sıra, fotoğraf sanatının usta isimleri İsmail Küçük, İzzet Keribar, Leyla Emektar, Merih Akoğul, Murat Gür, Mustafa Yılmaz, Nazan Tuna, Süleyman Gündüz’den oluşan seçici kurul tarafından değerlendirilecek.

SERBEST KATEGORİ ÖDÜLLERİ

Serbest Kategoride birinci 12.500 TL, ikinci 10.000 TL, üçüncü 7.500 TL, Beykoz Belediyesi Özel Ödülü sahibi 5.000 TL, 5 adet Mansiyon Ödülü sahipleri 2.500’er TL ve en fazla 20 adet Sergilenmeye Değer Eser sahipleri ise 1.500’er TL ile ödüllendirilecek.

FOTO-ÖYLÜ KATEGORİ ÖDÜLLERİ

Foto-Öykü Kategorisinde ise birinciye 25.000 TL, ikinciye 20.000 TL, üçüncüye 15.000 TL, Beykoz Belediyesi Özel Ödülü sahibine 10.000 TL, 5 adet Mansiyon Ödülü sahiplerine 5.500’er TL ve en fazla 20 adet Sergilenmeye Değer Eser sahiplerine ise 2.500’er TL verilecek.

KURGU KATEGORİ ÖDÜLLERİ

Kurgu Kategorisi’nde birinci 12.500 TL, ikinci 10.000 TL, üçüncü 7.500 TL, Beykoz Belediyesi Özel Ödülü sahibi 5.000 TL, 5 adet Mansiyon Ödülü sahipleri 2.500’er TL ve en fazla 20 adet Sergilenmeye Değer Eser sahipleri ise 1.500’er TL kazanacak.

DRONE KATEGORİ ÖDÜLLERİ

Drone Kategorisinde birinci 12.500 TL, ikinci 10.000 TL, üçüncü 7.500 TL, Beykoz Belediyesi Özel Ödülü sahibi 5.000 TL, 5 adet Mansiyon Ödülü sahipleri 2.500’er TL ve en fazla 20 adet Sergilenmeye Değer Eser sahipleri ise 1.500’er TL ile ödüllendirilecek.

SONUÇLAR 22 KASIMDA

Sonuçların 22 Kasım 2023 günü açıklanacağı organizasyonda dereceye giren fotoğrafçılar, 2 Aralık Cumartesi günü gerçekleştirilecek törenle ödüllerine kavuşacak.

Yarışmanın sonunda dereceye giren ve sergilenmeye değer görülen eserlerden oluşan bir de fotoğraf sergisi açılacak.

Başvuru ve şartname için: www.turkiyefotografvakfi.org

Okumaya Devam Edin

TEKNOLOJİ

Türk öğrencinin robotu 386 proje arasında birinci oldu

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde lise öğrencisi Ahmet Akif Kaya, cep telefonundan verilen sesli komutla komutu veren kişiyi bulup içecek servis eden bir robot tasarladı. Kaya, robotuyla 10 ülkeden 386 proje arasında birincilik ödülüne layık görüldü.

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bulunan Kocaeli Fen Lisesi 11. sınıf öğrencisi Ahmet Akif Kaya, okul laboratuvarında internetten yaptığı araştırmalar sonrasında başlayan merakla telefondan verdiği sesli talimatlar doğrultusunda çalışan bir robot tasarladı. Yaklaşık 3 yıl boyunca çalışmalarını sürdüren Kaya, bilgisayar öğretmeni ve rehber öğretmenin yardımı, marangoz ile demir ustalarının desteğiyle Tashımasu adını verdiği robotu hayata geçirdi.

Telefonlarda bulunan sesli asistan sistemleriyle kontrol edilen robot, aldığı sesli talimat sonrasında talimatı veren kişiyi bularak içerisine yerleştirilen içeceği servis ediyor. Kamera yardımı ile içecek servisi yapacağı kişiyi bulan robotla 3 yarışmaya katılan ve dereceye giren Ahmet Akif, son olarak Ekim ayında 10 ülkeden 386 projenin yarıştığı INSPO 2018 yarışmasında mühendislik kategorisinde 1. oldu. Kendi imkanları ile tasarladığı robotu geliştirmeyi hedeflediğini söyleyen Kaya, ileride hayata geçireceği projelerle Türkiye’yi uluslararası alanda temsil etmeyi hedeflediğini söyledi.

“BU ROBOTU TASARLAMA FİKRİ TEMBELLİKTEN ORTAYA ÇIKTI”

Projesine yaptığı araştırmalar sonrasında edindiği merak sonrasında başladığını söyleyen Ahmet Akif Kaya, “Kocaeli Fen Lisesinde 11. sınıf öğrencisiyim. Yaklaşık 2 buçuk yıldır robotik, elektronik programlama tarzı şeylerle uğraşıyorum. Bu konuya ilgim internetle başladı. İnternetten araştıra araştıra bu tarz şeylerle uğraşmaya başladım. Derslerimin yanında boş vakit buldukça bu tarz şeylerle uğraşıyorum. İlk başta bir robot yaptım. Daha sonra geliştirdim bunu biraz daha. En son ses komutuyla içecek taşıyan bir robot tasarladım. Bu robotu tasarlama fikri tembellikten ortaya çıktı. Hani, ‘Bir robot olsa da bunu şunu yapsın’ diye bir tabir vardır. Ben de o şekilde bir robot olsa da içecek getirse diye düşündüm. Sonra neden gerçek olmasın diye düşünmeye başladım. O sırada da Ulusal Bilim Kampları’nın bir yarışması vardı. Onun için proje geliştirmeye başladık, daha sonra projemizi geliştirdik, tasarımını yaptık” dedi.

“CEP TELEFONLARI İÇERİSİNDE BULUNAN SESLİ ASİSTANLARI KULLANIYORUZ”

Tasarladığı robotla çeşitli hediyeler aldığını kaydeden Kaya, “Tasarım sırasında ilk olarak teknik bir yazılım var. Projemi bilgisayarda tasarladım ve 3D yazıcıyla tasarımını çıkarttım. Daha sonra bir demir ustası ve marangozdan yardım alarak robotun üretimini gerçekleştirdik. Daha sonra robotun elektronik kısmına geçtik. Devrelerini kurmaya başladık. İçerisinde raspberry pi var. Bunlarla bağlantılarını tasarladık ve daha zor kısmı olan yazılımına geçtik. En çok burada uğraştım. Farklı yazılımları bir araya getirerek bu çözüme ulaştım. Robot sesli komutlarla içeceği getiriyor. Bunun için de cep telefonları içerisinde bulunan sesli asistanları kullanıyoruz. Projemizle yarışmalara katıldık, ilkinde başarılı olamadık. Ama daha sonra İzmit’te Bilim ve Teknoloji Vakfı tarafından düzenlenen yarışmada 6. olduk. Daha sonra ise Uluslararası İNSPO tarafından düzenlenen yarışmada mühendislik kategorisinde 1.’lik aldık” diye konuştu.

“MÜHENDİSLİK VE ELEKTRONİK DALINDA BAYA BİR YETENEKLERİ OLAN ÖĞRENCİMİZ”

Ahmet Akif Kaya’nın tasarımını kendi imkanları ile yaptığını ve kendisinin de Kaya’ya malzeme ve donanım konusunda çeşitli yardımlar sağladığını kaydeden Bilgisayar Öğretmeni Gökhan Kaya, “Ahmet Akif yetenekli bir öğrencimiz. Mühendislik ve elektronik dalında bayağı bir yetenekleri olan öğrencimiz. Biz Ahmet’in robotik kodlama dalındaki yeteneğini fark ettik. Daha sonra yarışmalara katılmasını sağladık. Ben de projede Ahmet Akif’e donanım ve ekipman anlamında yardımcı olduk” şeklinde konuştu.

“BEDENSEL ENGELLİ, YAŞLI, HASTA İNSANLARA DÜNYANIN HER YERİNDEN BU HİZMETİ SUNABİLİYORSUNUZ”

Tasarlanan robotun geliştirilmesi durumunda dünya çapında engelli ve hasta insanlar için büyük kolaylıklar sağlayabileceğini kaydeden Kaya’nın rehber öğretmeni Şadiye Öztürk, “Ahmet Akif geçen yıl 10. sınıftayken Ulusal Yetenek ve Mentol Ağı tarafından üstün yetenekli öğrenciler arasında düzenlenen yarışmaya katıldı. Orada Türkiye 3’sü oldu. Bu proje tamamen ilk projesinin üzerine geliştirilmiş bir projedir. O projesinde de robot sesli komutlarla çalışıyordu. Bu projede ise robottan telefonla içecek isteyebiliyorsunuz. Bunu dünyanın her yerinden yapabiliyorsunuz. Bedensel engelli, yaşlı, hasta insanlara dünyanın her yerinden bu hizmeti sunabiliyorsunuz. Evden telefonunuzla sesli komutu veriyorsunuz, ardından robot oda içerisinde sizi arıyor. Kamera yardımıyla yüzünüzü tanıyor ve içeceği servis ediyor” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Edin

TEKNOLOJİ

Savunma sanayiinde 560 milyon dolarlık çığır açacak buluş; ‘Şeffaf Zırh’

Eti Alüminyum, halihazırda sadece ABD, Çin, Almanya ve Macaristan gibi ülkelerde üretilebilen;`Şeffaf Zırhı` Türkiye’de üretmeye başladı. Türk mühendislerinin imza attığı bu başarı savaş gemileri, uçaklar, zırhlı araçlar ve füzelerde kullanılan ‘özel alümina’ sıkıntısını da giderecek.

24.10.2018 00:28 İHA

Türkiye’yi savunma sanayinde devler ligine sokacak gelişme, Eti Alüminyum’dan geldi. Ekonomi basınının temsilcilerini Seydişehir’de ağırlayan Eti Alüminyum Genel Müdürü Mehmet Arkan, yatırımdan istihdama, Ar-Ge’den savunmaya kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. Eti Alüminyum’un 2005 yılında özelleştirilerek Cengiz Holding bünyesine geçtikten sonra 540 milyon dolar yatırım yaparak bir başarı hikayesi yazdığını anlatan Arkan, Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ve 560 milyon dolarlık yatırımın kapısını açan kapasite artırımı ve özel alüminyum hidroksit ve alümina adlı ürünün Türk savunma sanayinde devrim niteliğinde olduğunu söyledi.

‘Özel alümina’yı halihazırda sadece ABD, Almanya, Çin ve Rusya’nın üretebildiğini ifade eden Arkan, “Stratejik ürünlerde kimse teknoloji paylaşmıyor. Bu nedenle her ülke kendisi geliştirmek zorunda. ‘Şeffaf Zırh’ın hammaddesi olan özel alümina çok değerli ve temini zor olduğu için paranız olsa da istediğiniz kadar alamıyorsunuz. Bu ürünün geliştirilmesiyle birlikte yerli tank, yerli uçak, yerli otomobil, savaş gemisi, füze gibi çok önemli savunma sanayi araçlarının yapımında gerekli olan bir maddede sıkıntıyı aşmış olduk. Ayrıca Eti Alüminyum yaptığı Ar-Ge çalışmaları sonucu alevlenme geciktirici (özel ATH) ile kablo kompound ve özel kompozitlerin en önemli girdisini üretmeye başlamasıyla geçen yıl Avrupa bu ürüne zam yapamadı. Bütün dünya Türkiye’nin pazarda ne yapacağını ve fiyatı nerede tutacağını merak ediyor” dedi.

Bin 100 kişiye doğrudan istihdam Eti Alüminyum özelleştirildikten sonra yapılan 540 milyon dolarlık yatırım ve planlanan 560 milyon dolarlık yatırımla toplam yatırım miktarının 1 milyar 100 milyon dolara ulaşacağını söyleyen Mehmet Arkan, “Tesislerde şu anda 2 binin üzerinde çalışanımız var. Yeni yatırım tamamlandığında 1100 kişi daha istihdam ederek 3100 kişiye ulaşacağız. Dolaylı istihdamla birlikte en az 15 bin kişiye iş imkânı sağlayacağız. Eti Alüminyum 250 milyon dolarlık alüminyum ithalatının önüne geçiyor. Demek ki 10 yılda ortalama 2.5 milyar dolar ithalatı önlemişiz. Yeni yatırımla yılda 550 milyon dolarlık ithalatı önleyeceğiz. Türkiye’nin ithalata fren yaptıracak yatırımlar yapması gerekiyor” diye konuştu. “Yangından ölümler azalacak” Eti Alüminyum Ar-Ge mühendisleri tarafından geliştirilen ve ATH adı verilen yanmayı geciktirici ürün ise hem sanayide hem savunmada taşları yerinden oynatacak. Arkan, “Özellikle 20’nci yüzyılın ikinci yarısında dünya ekonomisine önemli ölçekte pazar payı ile giren polimer ve kompozit ürünler binalarda kullanıldıkça yangınlar da arttı. 1975 yılında 17 dakika olan yangından kaçış süreci günümüzde 3 dakikaya kadar indi. Eti Alüminyum tarafından geliştirilen ATH, elektrik kablo izolasyonunda, mutfak tezgahlarında, banyo malzemelerinde, cephe kaplamada alüminyum kompozit panellerinde, izolasyon malzemesi olarak yanmaz akustik süngerlerde ve doğalgaz borularının izolasyonunda, dekoratif bina iç mimarisinde, çatı kaplama membranlarında, zemin kaplama ve laminantlarda kullanılacak ve alevlenme süresini 3 kat azaltacak. Böylece 3 dakikaya inen yangından kaçış süresi de yaklaşık 3 kata çıkmış olacak” şeklinde konuştu.

Türk askerine yanmayan elbise ATH’nin EtiFine markasıyla otomotiv, uçak ve tren sektöründe iç döşemelerin yanı sıra yanmaz halı üretiminde de kullanılacağını ifade eden Arkan, “ATH yanmaz askeri elbise üretiminde de kullanılabilecek. Olayı kaynağında çözmek için binalarda kullanılan malzemelerin yanmaz olması ya da bileşiminde yanmayı geciktirici sistemlerin kullanılması gerekmektedir. Alev geciktirici ATH kullanılması yangın sırasında çıkan ısının emilmesini sağlayarak yangından kaçış süresini uzatmakta, aynı zamanda açığa çıkardığı su buharı ile yangın sırasında açığa çıkan zehirli ve boğucu gazların bastırılmasını sağlamaktadır. İnsan sağlığı ve çevreye duyarlı ATH, herhangi bir toksik ve zararlı madde içermemektedir. Bu kapsamda çıkarılacak yönetmelik ve mevzuatlarla gerek halkın, gerekse de özellikle inşaat sektörüne malzeme sağlayan sektörlerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir” açıklamasını yaptı. EtiAlu markalı ürünlerin ise sıcaklığa ve aşınmaya dayanıklı çimento üretiminde, mutfak ve yemek takımlarında, zırhlı askeri araçlarda, kurşun geçirmez camlar gibi sanayinin değişik alanlarında kullanılacağını sözlerine ekleyen Arkan, “Televizyon ve telefon ekranlarında, ampullerde, fren balatalarında ve güneş enerjisi panellerinde de bu ürün kullanılacak. Ampuller daha dayanıklı olacak, televizyon ekranı yüksek ısıdan zarar görmeyecek” dedi.

İhtiyacın iki katı üretim yapılacak Türk mühendisleri tarafından geliştirilen iki stratejik ürünün Türkiye’nin ihtiyacından iki kat fazla üretileceğini de anlatan Eti Alüminyum Genel Müdürü Mehmet Arkan, üretimin geri kalanının ise ihraç edileceğini söyledi. Eti Alüminyum’da neler yapıldı? Atık gazda AB’ye fark attı Seydişehir Entegre Tesisleri’nin gaz salınımı için özelleştirme sonrasında 15 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Bu yatırım sonrasında AB normları gaz salınım değerlerinin altında bir seviyeye ulaşıldı. 140 bin ağaç dikildi Özelleştikten sonra neredeyse baştan yapılan Eti Alüminyum Seydişehir Tesisleri, sadece teknik olarak değil, çevresel olarak da yenilendi. Tesisin 2.5 milyon metrekarelik alanına bu zamana kadar özellikle sera gazlarını azaltıcı ceviz ağacı, kavak ağacı, karaçam ve akasya olmak üzere toplam 140 bin adetten fazla ağaç dikildi ve 400 bin adet daha ağaçlandırma çalışmaları devam etmekte.

İki saatlik korkuya 221 milyon dolar Tesisin özelleştirildiği 2005 yılında acil yapılması gerekenler gözden geçirildiğinde, tesislere yenileme yatırımı yapılmaması nedeniyle tesisin her an durabileceği tespit edildi. Özellikle elektrolizhanelerdeki hücrelerin 2 saatlik durmasıyla elektroliz hücreleri donacağı için sistem 4 yıllık kapanma süreciyle karşı karşıya kalacaktı. Bu nedenle sadece elektrolizhane için 221 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Metal kalitesinde minimum yüzde 99.8 saflıkta alüminyum üretme becerisine sahip, SAMİ teknolojisi ile projelendirilip montajı tamamlanan Avrupa’nın en yeni alüminyum elektrolizhanesi ise, çevre emisyonları açısından da Avrupa Birliği standartlarında. Fuel Oil’e 70 milyon dolar gitmeyecek Tesislerde kullanılan kükürt ve SO2 oranı yüksek 6 nolu Fuel-Oil’in çevreye daha fazla zarar vermemesi için 5 milyon dolar yatırımla doğalgaz dönüşümü gerçekleştirildi. 2008 yılından sonra tesislerde doğalgaz kullanılmaya başlandı. Yerli kömürün de devreye girmesiyle birlikte yılda 70 milyon dolarlık yakıt tutarının Türkiye’de kalması sağlandı.

Okumaya Devam Edin

Öne Çıkanlar