Bizi takip edin!

SAĞLIK

“Sağlıklı yaşam için siyah sarımsak alternatif bir ürün”

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Selen Akan, sağlıklı yaşam için siyah sarımsağın alternatif bir ürün olduğunu kaydetti.

Kastamonu / Sağlık - 04.11.2018

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Selen Akan, Kastamonu’da aroması bakımından zengin olan Taşköprü sarımsağını 4 ila 6 haftalık bir süre zarfında fermente ederek siyah sarımsağa dönüştürülmesinin sağlıklı yaşam için alternatif bir ürün olduğunu kaydetti.

Birçok ciddi hastalıkta etkili
Kore, Japonya, İspanya, Meksika ve Amerika Birleşik Devletlerinde siyah sarımsakla ilgili çalışmaların yapıldığına işaret eden Akan, “Siyah sarımsakta bulunan S-AllylCysteine (SAC) konusunda 2017 ve 2018 yılında klinik araştırmalar yoğunlaşmıştır. Özellikle Japonya ve Amerika’da yapılan çalışmalarda Nörodejeneratif hastalıklara karşı nöroprotektif özelliği ortaya konulmuştur. Bunun yanı sıra birçok ciddi hastalıklarda hücre yıkımında, çoğalmasını ve yayılmasını baskılamada siyah sarımsaktaki SAC’ın tedavi öncesinde veya sonrasında tüketimle birlikte oldukça iyi bir beslenme takviyesi olacağı yapılan araştırmalar sonucu ileri sürülmüştür. Öte yandan tüketim öncesinde mutlak suretle doktorunuzu bilgilendirmeniz ve danışmanız gerekmektedir” dedi.

“Ülkemizde sarımsak tüketimi yeterli düzeyde değil”
Ülkemizde sarımsak tüketimine bakıldığında yeterli düzeyde olmadığını gördüklerini söyleyen Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Görevlisi Akan, “Buradaki en büyük caydırıcı faktörü keskin kokusu ve tadı olduğu düşünülmektedir. Bu anlamda siyah sarımsak, beyaz sarımsağı tüketemeyen kişiler için iyi bir alternatif olabileceği düşünülmektedir. Uzmanlar tarafından önerilen siyah sarımsak günlük tüketim miktarı 1-2 (4 g) diştir. Siyah sarımsağın beyaz sarımsaktan fizikokimyasal, biyokimyasal ve biyolojik etkileri çok daha farklıdır. Siyah sarımsak beyaz sarımsağa göre daha elastiki bir formda olup, tadı daha tatlımsı, şurubumsu, sirkemsi, balzamik veya Hint hurmasına benzetilmektedir. Siyah sarımsak, beyaz sarımsağa göre indirgen şeker, protein, mineral, organik asit, fenolik bileşikler ve kükürtlü bileşikler bakımından oldukça zengindir” diye konuştu.

“Siyah sarımsak, insan sağlığı üzerinde çoklu etkiye sahip”
Siyah sarımsağın, insan sağlığı üzerinde koruyucu ve tedavi edici etkiye sahip olduğunu vurgulayan Akan, şöyle konuştu: “Günümüze kadar Dünya’da yapılan klinik araştırma sonuçlarına göre, birçok ciddi hastalıkları önlemenin yanı sıra antimikrobiyal, antiviral, antialerjik özellikleri de mevcut olup bunlara ilaveten, kan şekerini, kandaki lipid ve trigliserid seviyesini düzenlemesi ile obeziteyi baskılamada, kardiyovasküler hastalıkları engellemede oldukça etkin olduğu araştırmacılar tarafından bildirilmiştir. Siyah sarımsak sağlıklı beslenerek sağlıklı yaşamak isteyenler için iyi bir besin takviyesidir. Günümüzün sağlık anlayışı herhangi bir hastalığa yakalanmadan bu tür sağlıklı beslenme alternatifleri ile sağlıklı kalmaktır. Siyah sarımsak beslenme ve tıbbi anlamda yüksek potansiyele sahip olmasına rağmen tedavi sürecinde olan kişilerin günlük kullanımları için mutlaka doktoruna danışmaları gerekmektedir”

Yorumlar

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

 

 

[vivafbcomment]
Okumaya Devam Edin

GENEL

Beykozlu İş Adamından Anlamlı Destek

KKTC’de hayırsever iş adamından anlamlı destek. KKTC’de korana virüs salgını ile mücadele kapsamında dar gelirli ailelere yardım devam ediyor.

Beykoz Haber / Sağlık - 11.04.2020

İstanbul, Beykoz’dan Avukat Ali Gürel, dar gelirli ailelere ada genelinde 3 bin küsurun üzerinde gıda kolisi yardımında bulundu.

Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan korona virüs salgını sonrası KKTC’de ekonomik sıkıntıya düşenlere hayırseverlerden yardım yağmaya devam ediyor. KKTC’de korana virüs salgını ile mücadele kapsamında dar gelirli ailelere ulaşmaya çalışan hayırseverler arasına İstanbul Beykoz’dan Avukat Ali Gürel de katıldı. Zor günlerin yaşandığı bugünlerde KKTC genelinde 3 bin aileye erzak yardımında bulunan Gürel, adeta yardıma muhtaç ailelerin avukatı oldu.

KKTC’ye genelinde 10 bin paket erzak dağıtmayı hedeflediğini söyleyen Avukat Ali Gürel, Mağusa’daki yakın arkadaşı Ertuğrul Gazi Abiç ile yardıma muhtaç insanlara ulaşmaya çalışıyor. Hayırsever iş adamı Gürel, yaklaşık bir haftalık süre içinde KKTC’nin her bölgesine ulaşmaya çalışıyor. Hayırsever iş adamı Gürel, İstanbul Beykoz’dan adaya adeta bir iyilik köprüsü kurdu.

“Ada genelinde 3 bin küsurun üzerinde”

Haydarpaşa Mahallesi Muhtarı Mesut Kazık yapılan yardımlara ilişkin, “Geçen hafta hızır gibi yetişip veresiye defterlerini satına alan iş adamı bunları yaptı. Bu vesile ile İstanbul’dan Avukat Ali Gürel de bana ulaşarak, gıda yardımı yapmak istediğini söyledi. Şuanda 250 paket verdi bize ada genelinde 3 bin küsurun üzerinde. Karpaz’daki köylere dahil dağıtıldığını öğrendik. Terk edilmiş halde bırakılan tarım işçilerine bin 700 kişilik aileye dün yardım yaptığını öğrendim. Buradaki temsilcisine Ertuğrul Gazi’ye de teşekkür ederiz. Bu yardımın devam edeceğini söyledi” ifadelerini kullandı.

“Biz yardım etmezsek bu insanları daha büyük bir kriz bekliyor”

Lefkoşa Akkavuk Mahallesi Muhtar Abdullah Karademir, “Bu süreçte mahallemize yapılan yardımları koordine etmek için çalışıyoruz. İş adamlarımızın bize yapacağı yardımları da koordineli bir şekilde dağıtmak istiyoruz. Bize yardım eden ve etmekte olan bütün insanlara teşekkür ediyoruz. Avukat Ali Gürel’e de teşekkür ediyoruz. Bu insanlar 20 gündür evdeler, mağdurlar, dışarı çıkamıyorlar, çalışamıyorlar. Biz yardım etmezsek bu insanları daha büyük bir kriz bekliyor” ifadelerini kullandı.

Samanbahçe Mahallesi Muhtar Azası Ercan Şaşkara da Türkiye’den yapılan bu yardımların vatandaşları çok mutlu ettiğini belirterek, “İnşallah buradaki iş adamlarımıza da örnek olur” diye konuştu.

Okumaya Devam Edin

GÜNCEL

‘ŞİLE, RİVA VE POLONEZKÖY RİSK BÖLGESİ OLMAKTAN UZAK’

Koronavirüs İstanbul’da nüfusun yoğun olduğu Bakırköy, Bağcılar, Beşiktaş gibi semtleri kuşatırken; Adalar, Silivri, Çatalca, Arnavutköy, Başakşehir ve Şile on binlerce insanın ölümüne yol açan salgına karşı direniyor.

Beykoz Haber / Sağlık - 11.04.2020

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını, Türkiye’de de can almaya devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün yaptığı açıklamada Türkiye’de vaka sayılarının yüzde 60’ının İstanbul’da yoğunlaştığını belirtti. Bakanlık tarafından yayınlanan vaka haritasında da İstanbul’da hastalığın yapılaşmanın sık, yeşil alanların daha az olduğu ilçelerde ve sahil kesiminde yoğunlaşması dikkat çekiyor.

SİLİVRİ HATTINDA HASTALIK “YOK DENECEK” NOKTADA

Avrupa Yakası’nda vaka dağılımı Büyükçekmece ilçe merkezini geçtikten sonra, yazlıkların yoğun, kış nüfusunun düşük olduğu Kumburgaz’a doğru hızla azalıyor. Kamiloba, Celaliye, Selimpaşa, Silivri hattında hastalık yok denecek noktaya yaklaşıyor. Avrupa yakasının düşük risk gruplu bir başka ilçesi ise kırsal kesime yayılan Çatalca. Koronavirüs, çok sayıda köyün yer aldığı, ilçe merkezinde de yerleşimin şehre göre nispeten seyrek olduğu Çatalca’yı şimdilik pas geçmiş görünüyor.

ARNAVUTKÖY DE VİRÜSE KARŞI DİRENİYOR

Kuzeye doğru çıkarken son yıllarda yıldızı parlayan Arnavutköy de salgının ele geçiremediği ilçelerden biri haline gelmiş. Nüfusu hızla artan Başakşehir’e yapılaşmanın seyrek, yeşil alanların kent merkezine göre hayli fazla olması nedeniyle tam sokulamamış hastalık.

NÜFUSUN YOĞUN OLDUĞU İLÇELERDE YAYILIYOR

Esenyurt, Küçükçekmece, Avcılar, Bağcılar, Esenler, Bahçelievler, Bayrampaşa, Bakırköy, Zeytinburnu ve Güngören’daki yoğun yerleşim merkezlerinden beslenen koronavirüs, tarihi yarımadayı da kucaklayıp, Beşiktaş, Beyoğlu ve Şişli üzerinden Rumelihisarı’na kadar yayılmış. İkinci köprüden sonra azalan yapılaşma Boğaz’ın buradan Karadeniz’e kadar uzanan bu kesiminde hastalığa geçit vermemek için direniyor.

ŞİLE, RİVA VE POLONEZKÖY RİSK BÖLGESİ OLMAKTAN UZAK

İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakası da benzer bir görüntü sergiliyor. Beykoz’dan Karadeniz’e kadar uzanan hat, Riva, Şile, Polonezköy’e şimdilik kuvvetli risk bölgesi olmaktan çok uzakta.

Okumaya Devam Edin

GENEL

Kök hücre tedavisiyle ayağa kalkmak istiyor

Beykoz’da arkadaşlarıyla girdiği iddia sonucu atladığı denizde hipotermi geçirmesinin ardından felç olan 22 yaşındaki Uğur Özbek, hastalığından kök hücre tedavisiyle kurtulup, eski günlerine dönmek istiyor.

Beykoz Haber / Genel

Arkadaşlarıyla girdiği iddia sonucu atladığı denizde hipotermi geçirmesinin ardından felç olan 22 yaşındaki Uğur Özbek, hastalığından kök hücre tedavisiyle kurtulup, eski günlerine dönmek istiyor.

Özbek, 20 Ocak 2013’te arkadaşlarıyla gittiği Beykoz’da, iddia üzerine denize girmesinden kısa bir süre sonra hipotermiye girdi.

Uğur Özbek, dakikalarca suyun altında kalmasının ardından, bir polis tarafından denizden çıkarıldı.

Hayata tutunmayı başaran Özbek için, o günden sonra zorlu bir tedavi süreci de başlamış oldu.

Annesi Aynur Pamuk’un desteğiyle iyileşmek için büyük çabalar sarf eden Özbek, uzun tedavinin ardından komadan çıktı.

Özbek şimdi, hastalığına çare olabileceğini düşündükleri kök hücre tedavisinin kendisine uygulanabilmesi için ilgililerden yardım eli bekliyor.

“Çocuğumun tedavisinin yapılması için yardım istiyorum”

Oğlunun sağlık durumuna ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan anne Aynur Pamuk, “Çocuğumun tedavisinin yapılması için yardım istiyorum. Başka hiçbir şey istemiyorum.” diyerek, oğlunun sağlığına kavuşabilmesi için bu kadar verdikleri mücadeleyi anlattı.

Pamuk, oğlunun arkadaşlarıyla iddiaya girdiğini, bu nedenle denize girip dubalara kadar yüzmeye çalıştığını dile getirerek, “Dubalara gidip gelene 50 lira diye iddiaya girmişler. Yani çok komik bir rakam. Gidiyor. Yüzmesini de çok iyi biliyor. Gidiyor, gelirken kasılıyor mu ne oluyorsa bilmiyorum. Bana hastanedeki doktorların dediği hipotermi olmuş. Soğuk su ile sıcak su birleşince beyin kendini kilitlemiş. Bana söyledikleri bu. Ondan sonra orada batıyor çıkıyor.” diye konuştu.

Oğlunun bir polis tarafından kurtarıldığını ve bu sayede hayata tutunduğunu dile getiren Pamuk, şöyle devam etti: 

“Oğlum komadaydı. Hiçbir şey görmüyordu, duymuyordu. Hiçbir tepki vermiyordu. Hiçbir şey yapmıyordu. Bayağı uzun zaman, biz 6 seneyi bitirdik. 7. seneye girdik. Şu 1-1,5 seneye yakındır Uğur’la baya bir konuşuyoruz yani. İlaçlarla, bakımla, ilgiyle, sevgiyle Uğur biraz toparladı. Yıllardır ben devamlı araştırıyorum ne yapabiliriz diye. Mesela müzik dinletiyoruz, sonra resimler gösteriyoruz. İşte televizyonda değişik programlar, devamlı konuşma, yaptırabildiğimiz kadarıyla hareketler yaptırıyoruz. Tabii ilk başta Allah’ın sayesinde. Sonradan da işte yapabildiğimiz kadarını yaptık işte ama tıkandık.”

“Eğer umut varsa destek bekliyoruz”

Çeşitli tahlillerin ardından kök hücre tedavisinin çözüm olduğunu öğrendiklerini savunan Pamuk, “Ben yetkililerden çocuğumun tedavisinin yapılması için yardım istiyorum. Başka hiçbir şey istemiyorum. Sonuçta daha 22 yaşında gencecik bir çocuk. Yani eğer umut varsa, ‘doktor da var’ dedi. En azından kimsenin eline muhtaç olmadan kendi işlerini kendi gücünü yapabilecek duruma gelecek kadar, en azından kalkıp gezip dolaşacak kadar, en azından yaşıtları gibi hayatına devam edebilecek kadar olsun yeter bana.” ifadelerini kullandı.

Beşiktaş sevgisi, Uğur Özbek’in tedavi sürecinde annesinden sonraki en büyük dayanağı oldu. Anne Pamuk, Uğur’un Burak Yılmaz ve Quaresma hayranı olduğunu söyleyerek “Beşiktaş’ın maçlarını hiç kaçırmaz 1-2 kere maçına gitti. Koyu bir Beşiktaşlı, Beşiktaş’ı çok seviyor. Hatta benimle de kaç defa kavga etti. ‘Anne kartal, Beşiktaş dururken başka takım mı tutulur?’ diyor. Mesela Burak Yılmaz’ı çok seviyor, Quaresma’yı çok seviyor. Onları çok seviyor. Çok güzel gol atıyorlar diyor. Onların ayrı bir hayranı yani.” şeklinde konuştu.

Okumaya Devam Edin

Öne Çıkanlar